Heybeliada,İstanbul'un mahsun prensi

İstanbul'un boğaziçisi,tarihi yarımadası,kız kulesi gibi onca güzelliğinin yanında 'Prens Adaları' vardır.Marmara denizin de şehrin kenarına sanki serpiştirilmiş gibi adalar, İstanbul'u uzaktan seyreder.Şehrin kaosundan, trafiğinden , egzos dumanından kısa bir anlığına da olsa kucak açar biz kent insanlarına.İstanbul'un sayfiye yeridir adalar, büyükten küçüğe doğru sıralanmışlar sanki kardeş çecukları gibi.Yüzölçüm olarak en büyük olan Büyükada en çok ilgiyi üzerine çeker, daha kalabalıktır, daha popülerdir ve daha görkemli.Bu gezimde fotoğrafladığım Heybeliada ise çok daha sade ve dingin atmosferiyle farkını hemen hissttirir.İstanbul'un mahsun prensi Heybeliada, bence coğrafi açıdan prens adalarının en güzeli.

Vapurdan indiğinizde sizi ilk karşılayan Deniz Harp Okulu ilk bakışta bir ciddiyet duymanıza sebep oluyor, benim kafamda bir acaba sorusu vardı açıkçası.İskeleyi geçip ara sokaklara dalınca bu etkiden kurtulduğum gibi bir çok şaşırtıcı güzel manzarayla karşılaştım.esnaftan edindiğim ayrıntılı Heybeliada haritasıyla adanın etrafında dolaşmaya başladım.Büyükada'ya oranla daha az fayton (tabi buda daha az dışkı kokusu demek:) daha az yalı ve konak var.Yiyecek içecek mekanları sadece sahilde bulunuyor.bu açıdan biraz dezavantajlı.

Ruhban Okulunu barındırmasıyla sık sık gündeme gelen Heybeliada ismi bir zamanlar bakır madeni çıkarıldığından Halki adı verilmiş, heybeye benzediğinden daha sonra Heybeliada adını aldığı belirtiliyor.

Heybeliada, yürüyüş ve bisikletle gezip keşfetmek için sonbahar ve ilkbahar aylarını tercih etmenizi öneririm.Birçok rampa inip çıkacağınızdan yazın zorlu olacağından baharda gitmekte fayda var derim.
En güzel mehtabın Heybeliada'da izlendiği rivayet edildiği bu yüzden "Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkardık" şarkısı bu özelliğinden esinlenerek yazıldığı söylenir halk tarafında.

Mehtabını izleyemediysem bile içinde dolaştığım Heybeliada etkileyici bir güzellikteydi.İstanbul'un mahsun prensini görmenizi tavsiye ederim:)


Maviyle yeşilin bütünleştiği Çamlık koyunun manzarası bana ege koylarının güzelliğini anımsattı.
Ahşap binaların sıra sıra dizildiği bu sokağın görüntüsü muhteşemdi..


Bir evin bacasına tünemiş olan martı, arka fonda beton yığınlarının gözüktüğü Şehr-i İstanbul.



Adanın yapılarında genellikle ahşap uygulamalar bulunuyor.


Dingin  ve çarşaf kıvamında ki denizin görüntüsü gözalıcıydı.


Heybeliada da Büyükada'ya naziren daha az fayton bulunuyor.Bir ahırda görüntülediğim bu beyaz at güneşin keyfini çıkarıyordu.

Çamlık koyuna gelmeden ulaşacağınız Terki dünya manastırının içinden bir görüntü.


Edabiyatçı Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın evinde ki yatak odası.


Heybeliada Ruhban okulunun uzaktan görüntüsü.
Heybeliada'nın kardeşi Burgazada ufukta gözükmekte.



Ahşap kolonlar üzerinde duran bu evin bahçesi mozaik işçiliğiyle harika görünüyor.


Diğer Adalar da olduğu gibi adanın cefasını sırtlayan atların daha iyi bakım şartlarına kavuşması gerekiyor.

Yorumlar

Unknown dedi ki…
merhabalarrrrrrrr
yazlari sapancada yasiyorum,
senelerce besiktasta oturdum,
bunu soylemeye utaniyorum
ama heybeli adaya hic gidemedim ;;;;;
daha dogrusu gitmedim
ve karelere bayildim
tesekkurler paylastiklariniz icin
Erdem KAŞIKÇI dedi ki…
Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim.Umarım bu guzelliği görmek için en kısa zamanda yolunuz düşer Heybeliada'ya..

Popüler Yayınlar